Depremzedelerin okula uyum sürecini kolaylaştırmanın 5 yolu
Deprem sadece fiziksel hasar yaratmadı, aynı zamanda kalıcı manevi etkiler de yarattı. Anadolu Sağlık Merkezi’nden Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, depremzedelerin tekrar normal hayata dönmelerinin çok zor ve uzun bir süreç olduğunu belirterek, “Sevdikleri, arkadaşları, akrabaları, aileleri gibi hayatlarının temel alışkanlıklarını kaybettiler. , her gün, işte, okulda yürüdükleri yol. Evini kaybeden ve başka şehir ve bölgelere yerleşmek zorunda kalan depremzedeler için bu ağır süreç, yaşadıkları travmanın üstüne bir de yorucu olabiliyor. Özellikle çocuklar için yeni arkadaşlara ve yeni çevrelere uyum sağlamak bu aşamada daha zor olabilir. Sınıfa yeni katılan depremzedelerin çabalarının diğer çocuklar ve öğretmenler tarafından dikkatle desteklenmesi ve anlaşılması büyük değer taşımaktadır.”
Anadolu Sağlık Merkezi’nden Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, okullarda depremzede çocuklara karşı dikkatli olunması, diğer çocukların ve ailelerinin bilinçlendirilmesi ve depremzede öğrenciler arasında uyumun sağlanması için özel çaba gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi. Çünkü sınıfa yeni gelen öğrencilerin adaptasyonu sınıf dinamiğini büyük ölçüde etkileyebilmektedir. Çocukları bilgilendirmek, okul rehberlik biriminin, öğretmenlerin ve hatta tüm velilerin çabaları önemlidir” diyen ve çocukların okula uyum süreci için önerilerde bulundu.
Hoşgörülü davranış ve kabul: Sınıfa yeni bir depremzede öğrenci geldiğinde, diğer öğrencilerin onu sıcak bir şekilde karşılaması ve kendi aralarında kabul etmesi önemlidir. Bu sürecin gerçek anlamda yönetilebilmesi için yeni katılan öğrencilerin yaşadığı travmatik durumdan öğretmen tarafından diğer çocuklara yaş seviyelerine göre kısaca değinilmesi gerekmektedir.
Rutinlere ve paylaşımlara alışmalarına yardımcı olmak: Yeni başlayan depremzedeler okula ve arkadaşlarına uyum sağlamakta zorlanabilirler. Sınıftaki öğrenciler, nesnelerin okulda nerede olduğu, okul kuralları ve dersleri, günlük rutinler gibi bahislerde yeni arkadaşlarına yardımcı olmalıdır. Öğretmenlerin planladıkları küme çalışmaları bu sisteme alışmaları açısından oldukça verimli olacaktır. Çocuklar arasında duygusal ve somut paylaşıma güvenmek, aralarındaki bağların güçlenmesini hızlandırır.
Uzman yardımı: Okula yeni başlayan depremzede çocuklara özel uyum etkinlikleri okul psikolojik danışmanı tarafından planlanmalıdır. Okulun rehberlik biriminin yetersiz kaldığı bir durum varsa, uyumla ilgili sorunlar giderek azalmıyorsa, çocukların yaşadığı gerginlik ve korku çok şiddetli ise duruma göre profesyonel yardım almakta fayda var. her çocuğun Çocukların yaşamlarının devam eden süreçlerinde daha sağlıklı bir ruh sağlığına sahip olabilmeleri için çocukların aileleri ile iletişime geçmeleri ve çocuk psikologları ya da çocuk psikiyatristlerinden profesyonel yardım almaları çok önemlidir.
İşbirliği ve aile temeli: Her çocuk bu konuyu ebeveynleriyle konuşmalıdır. Anne babaların bu durumu çocuklarına uygun dil ve düzeyde anlatmaları, uyum sağlamaya çalışan depremzedelerin sosyal desteğini ve alışkanlıklarını artırmaktadır. Bu nedenle anne babalar, depreme yeni katılan çocukların durumu hakkında çocuklarıyla kısaca konuşmalı, anlayışlı olmaları ve dikkatli sözler seçebilmeleri için destekleyici olmalıdırlar.
Depremi gündemde tutmamak: Diğer çocukların yaşadıkları travmatik felaketi sık sık hatırlatmaları ya da depremzedelere üzüldüklerini söylemeleri, sınıfa yeni başlayan çocuklar için uyum sürecini daha da zorlaştırabilmektedir. Bu nedenle öğretmen çocukların özel durumunu anlattıktan sonra beyin sarsıntısı konusunu sık sık gündeme getirmemek gerekir.
Çocukların depremleri yaş düzeylerine göre farklı durumlarda algıladıklarını ve yaşlarına uygun bir biçimde tepki verdiklerini paylaşan Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Bu nedenle her yaş düzeyine özgü bir davranış biçimi benimsenmelidir. Depremzedelerin yaşlarına göre desteklenmesi ve yönlendirilmesi ileriki yaşam süreçlerinin kalitesi açısından önemlidir. Yetişkinlerin, öğretmenlerin ve velilerin çocukların yaşlarına göre tepkilerine uygun hareket etmeleri verilen desteğin verimli olması için çok önemlidir. Yaşadıkları korku ve stresi anlamaya çalışmak doğru tutum ve davranışlarla daha etkilidir.
3-5 yaş arası çocuklar
Bu yaş grubundaki çocuklar depremi doğrudan hissetseler bile ne olduğunu anlamazlar. Çocuklar, yetişkinlerin tepkilerine tepki gösterirler ve kaygılarını ve gerginliklerini yansıtabilirler.
Olayın nedenini anlamaya çalışırlar ve yetişkinlerin tepkilerine tepki gösterirler. Bu yaş grubundaki çocuklar beyin sarsıntısının yıkıcı etkilerini anlamakta zorlanırlar. Uyumlu olması gereken yenilikler, durumlar ve ortamlar çocuk için endişe verici olabilir. Gerçekler oyunlar ve örneklerle anlatılmalıdır. Okul öncesi dönemde yeni bir sınıfa ve yeni bir düzene alışmak ailelerin düşündüğünden daha kolay olabilir ancak depremden etkilenen ve ailesini kaybetmiş çocuklar için akranlarıyla birlikte olmak yaraları ve olumsuz anıları daha hızlı iyileştirebilir.
6-11 yaş arası çocuklar
Bu yaş grubundaki çocuklar, depremlerin ve sarsıntıların fiziksel sonuçlarını daha iyi anlamaya başlarlar ve genellikle ailelerini ve duygularını etkileyen etki ve koşulları daha doğru gözlemlerler. Diğer aileler ve okula yeni katılan çocukların aileleri yeni uyum sürecini ve düzenlemeyi anlatırken mutlaka kendi duygularını ifade etmelidirler. Bu, çocukların duyguları hakkında konuşmaları için pekiştirme yaratacaktır.
12-18 yaşında
Bu yaş grubu çocuklar alışık oldukları rutin ve sosyal düzenin bozulması nedeniyle yalnızlık, karamsarlık, umutsuzluk, ağır kayıp ve değersizlik duyguları yaşayabilirler. Dikkatle dinlemek, analiz sunmaya çalışmak, anlamaya çalışmak ve dostça yaklaşmak faydalı olacaktır. Kendinizi çok fazla sosyal izolasyona alıyor, iletişim kurmak istemiyor, öfke ve sıkıntı nöbetleri geçiriyorsanız mutlaka bir uzmandan destek almalısınız.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı